Bir hakikat rüzgarı eser durur âlemde.
Her biri farklı bir tat bitirir gönüllerde.
Kimi acı kimi tatlı görünür sana bana.
Kimi zehir kimi şifa buna aşkla bakana.
Kimi mecnûn kimi derviş olur halk nazarında.
Kimi diken kimi gül bu garip can pazarında.
Duyan bir, gören bir, bilen bir görünürde,
Çeşit çeşit hâl alır iş kalbe bürününce.
Kimi kâl kimi hâl ile cümle işini,
Kimi zanla kimi canla anar yitip gideni.
Kimi görsen farklıdır her birinin gözleri,
Kimi bakar kimi görür o ilahi sûreti.
Bilmez misin hepsi bir hepsi haktan?
Tohum sızlanır göz görmez toprağından.
Yürür bir yol varıp çıkar yurdundan.
Geçer binbir çeşit merhale vücûdundan.
Geçmek vazgeçmek değildir özünde.
Her biri kaderdir bu ilahî düzende.
Tohumda gördüğün o nizâmın kalbinde
Saklıdır ki bir avuç toprak nihayetinde.
Tohum bilir yolunu gider toprak içinde
Varır menziline bir düzen dairesinde.
İçinde bir merak nedir bunun hikmeti?
Bilemezsin rehberini çiçeğini görende.
Kendime geçmez sözüm kaldı ki diyem sana,
Bir avcu bilmek için geldi bu can pazara.
Bildim ki varlar yok Cezbe-i aşk olmayınca.
Aşk yolu erdemlidir rehberini bulana.
Tohumdan cana bir ders vardır insana.
İnsan henüz belki de yolun çok başında.
Tohum ne, toprak ne, su nedir esasında?
Bir cevap bulursan hiç yanından ayırma!
Yorum bırakın